Teknoloji Bağımlılığı nasıl Önlenir?
Teknoloji bağımlılığı nasıl önlenir? Teknoloji bağımlılığı nedir? Teknoloji bağımlılığı ile ilgili makale önerileri nedir? Teknoloji bağımlılığının zararları nedir? Tablet ve bilgisayar bağımlılığı nasıl önlenir? Telefon bağımlılığı neden olur? Oyun bağımlılığı nedeni ve uygulanması gereken önlemler nedir? Tüm bu soruların cevaplarını birlikte inceleyeceğiz. Hazırsanız, başlıyoruz.
Dijital teknolojiye her zamankinden daha fazla bağlıyız. Üstelik cihazlarımıza olan bağımlılığımız gittikçe kötüleşiyor. Deloitte tarafından 2020 yılında yapılan bir araştırmaya çok çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Yetişkinlerin yüzde 40’ından fazlası, sabah uyandıktan sonraki beş dakika içinde telefonlarımızı kontrol ediyoruz. Yetişkinlerin gene yarısı, günde 25 defa telefonlarını açıp kontrol ediyor.
Teknolojiye olan güveninizi bir bağımlılık olarak adlandırmakta tereddüt edebilirsiniz. Ne olacak canım, elimde telefon işte, herkeste var. Ne varmış günde 30 kez kontrol ediyorsam, herkes öyle! Eğer bu söylemler size tanıdık geliyorsa, öncelikle sakin olun. Bu makale bakış açınıza katkı sağlayabilir. Okumaya devam ediniz.
Mesaj geldi mi? Acaba bir güncelleme paylaşıldı mı? Dur bir bakayım!
Genellikle boş anlarınızda telefona ulaşma heyecan ve isteği içinde oluyoruz. Bu yüzden, boş anlarınızda sosyal medyada bir oraya, bir buraya gezinmek yerine, yapabileceklerinizin bir listesini oluşturmanızı öneririz. Eğer, sessiz bir an elde ettiğinizde ilk dürtüleriniz cihazınıza ulaşmaksa, tam olarak anlattığımız tehlikeyi yaşıyor olabilirsiniz. Kendinize daha anlamlı ve rahatlatıcı olacak yarım düzine başka şeyi hatırlatın: yürüyüşe çıkmak, en sevdiğiniz şarkıyla dans etmek, birkaç esneme hareketi yapmak, 10 dakika meditasyon yapabilirsiniz. Kendi tercihlerinize göre seçenekler size bağlı.
Gün içinde akıllı telefonunuzu kaç saat kullanıyorsunuz? Pil ayarlarından inceleyiniz. Acaba gerçekten tahmin ettiğiniz kadar mı kullanıyorsunuz? Hangi uygulamaları en fazla tercih ediyorsunuz? Pil kullanım ayarları gerçeği söyleyecektir. Telefonunuzu bir kenara koymak veya bilgisayarı kapatarak fişten çekmek, en basit çözümler olabilir. Mutlaka denemenizi öneririm. Özellikle uyumadan bir saat önce tüm teknolojik cihazları kapatın. Ekranlarımızdan gelen mavi dalga boyundaki ışık, karanlık hormonu olarak bilinen melatonin üretimini kesintiye uğratıyor. Akıllı telefon ve tablet ekranları, beynimize uyku zamanının geldiğinin sinyalini bozmaktadır. En basit yöntem, en kolay olandır:
Uykuya yatmadan 1 saat önce tablet ve telefonu başka bir odaya götürüp, bırakın.
Küçük adımlar ile başlamak harikadır. Uyguladığınız yeni adımları başarıyor olmanız çok değerlidir. Her gün yeni bir çözüm adımını daha ekleyebilirsiniz. Örneği, bir sonraki adımda akşam yemeğinde telefonunuzu kapatabilirsiniz. Akşam yemeği, mutlu aile iletişiminin omurgasıdır. Akşam sofra etrafında toplanan aile üyeleri, günlük sohbetlerini yaparlar. Okul nasıldı, iş nasıldı, kimlerle ne yaşandı? Keyifle birlikte hazırlanan akşam yemeği öncesinde herkes telefonlarını bir sepete bırakabilir. Hatta akşam yemeği sonrası sofrayı herkes birlikte toplayabilir. Belki sonrasında bir akşam yürüyüşü, ne dersiniz? Bu dijital detoks saatlerini adım adım artırabilirsiniz.
Kendinize düzenli olarak, adım adım uyguladığınız sınırlar geliştiriniz. Doğru yönde yapacağınız herhangi bir değişiklik, hiç değişiklik olmamasından iyidir. Bir, sıfırdan iyidir. Bugün, yarından öncedir. Akıllı telefonlarımıza gelen mesajlar, sosyal medya güncelleme bildirimleri birer kumar makinası gibi etki gösterir. Akıllı telefona gelen her bildirim, beynimizde dopamin reseptörlerinizi yükseltir, tıpkı bir kumar makinası etkisi gibi. Bu davranışı tekrar tekrar sürdürürsünüz, çünkü sosyal medya aplikasyonları tatmin edilemez bir ödül sunmaktadır. Sosyal medya aplikasyonları, insan beyninde beğenme, beğenilme, merak duygularının harmanlandığı, karmaşık bir etki mekanizmasını tetikler.
Gün boyunca teknoloji molaları vermeyi planladığınız zamanları not edin. Örneğin, iş günü öğleden sonraları öğleden sonra 15:00 – 15:15 arasında telefondan uzak durun. Bu süre zarfında telefonunuzu kapatıp gözden uzak ve erişilemez bir yere koyun. Bu 15 dakika boyunca, kalkıp bir yürüyüşe çıkmak gibi belirli bir aktivite planlayın. Kendinizi kurabiye veya bir fincan kahve gibi küçük bir ikramla ödüllendirebilirsiniz. Yemek sırasında olduğu gibi teknolojiden uzak ek zamanlar eklemeye çalışın ve etrafınızda olup bitenlere dikkat edin.
İnsanlar telefonlarını en az 15 dakikada bir açıp açıp, mesajları kontrol ediyorlar. Artık o kadar rutine yerleşti ki bu davranış, garipsenmiyor. Yetişkinlerin %70’i telefonlarını asla kapatmıyorlar, % 80 ise telefon olmadan yaşayamayacağını söylüyor.
Gün içinde farkında olmadan telefonumuzu 120 defa kontrol ediyoruz.
Siz günde kaç kez telefonunuzu kontrol ediyorsunuz? Şöyle 1 saat boyunca saymaya ne dersiniz? Peki bunu yapmaya neden bu kadar aralıksız bir ihtiyaç duyuyoruz? İnsanlar yaşam kalitelerini artırdığı için telefonları olmadan yapamıyorlar mı? Yoksa teknolojiye bağımlı durumda mıyız? Teknoloji mi bizi kontrol ediyor, yoksa biz mi teknolojiyi kontrol ediyoruz? 2021 ve sonrası yıllar, bu sorunun cevabının kesinleşeceği dönem olacaktır.
Nerede olursak olalım, web ve sosyal medya sitelerine erişmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Ve muhtemelen gittiğimiz her yere bir telefon veya tablet taşıdığımız için, artık her an ve her yerde online durumdayız. Peki, bizi bunu yapmaya iten nedir?
Teknoloji bağımlılığının biyolojik bir nedeni olduğu ortaya çıktı. Kısa mesajlar, bildirim sesleri ve sosyal medya gönderileri beynimizde dopamin salınımını tetikliyor. Beynimizdeki nükleus akumbens isimli 4 çekirdekte dopamin salgılanıyor. Elimizde telefon, mesajlar ve beğeniler arasında gezip durdukça, beynimizde başarı ve mutluluk hormonu dopamin salgılanmaktadır. Bu nedenle, sanki anlamlı ve değerli bir şey yapıyormuşuz gibi, elde telefon beğeniler yapıp durdukça, beynimiz mutluluktan çılgına dönüyor. Oysa bu nasıl da büyük bir ironi, değil mi?
Dopamin, bir şeyi başardığımızda salgılanan mutluluk ve ödül hormonudur.
Yani birisi sosyal medya yorumlarınızdan birine yanıt verdiğinde, beyniniz size küçük bir ödül veren daha fazla dopamin gönderir. Ve kim ödülleri sevmez? Onaylanmış ve görülmüş hissetmenizi sağlar. Tıpkı kumar alışkanlığı gibi, bunu yapmaya devam edersiniz çünkü sürekli ödüllendirilirsiniz. Ancak teknolojinin başka bir yanı da var. Çünkü sosyal medyanın olumlu yanı kadar, eşit derecede güçlü bir olumsuz yönü de var. Buna anti-sosyal medya diyebiliriz. Birisi incitici bir şey yazdığında, bizi internette takip ettiğinde veya internetle ilgili diğer şekillerde hayatımızı etkilediğinde, yaşam zorlaşır. İşte bu an, telefona daha da yapışırız, olumsuz ilgi bile çekicilik sağlamaktadır.
Beynimizdeki nükleus akumbens, ödül ve mutluluk çekirdeklerinden dopamin salgılatan bir başka durum daha vardır. Kokain isimli uyuşturucu madde, nükleus akumbens çekirdeklerinden dopamin salgılatarak, bağımlılık yapmaktadır. Nasıl da büyük bir ironi: Kokain ve Akıllı Telefon! Her ikisi de, insan beyninde aynı bölgeden, aynı maddeyi salgılatarak etki gösteriyorlar.
Tüm faydalarına karşın, teknoloji kendi özel sorunlarıyla birlikte gelir. Kişiler için kolay değildir, keyif aldıkları bir alışkanlığın zararlarının farkında varmak! Günde kaç saat dijital dünyada geçiyor? Çok basit bir soru, değil mi? Bundan 20 sene öncesinde yaşamımızda olmayan tüm o aplikasyonlar, mesajlar, elektronik postalar, yaşamımızı kolaylaştırdı mı, yoksa bizi daha da köle mi yaptı? Teknoloji bağımlılığı belirtileri bazıları şunlardır:
Nasıl, tanıdık gelen belirtiler var mı? Oysa, her yenlikte olduğu gibi dozunda ve kararında kullanıldığında, akıllı telefon teknolojisi nasıl da faydalı. Uzakları yakın yapıyor, görüşemediğimiz sevdiklerimizi yakınlaştırıyor. Hele koronavirüs pandemisi sırasında online eğitimler ile derslerine devam ediyor öğrenciler. Bir çok kurumda çalışanlar ofis moduna geçtiler. Evden çalışma avantajı ile yaşam çok daha kolaylaştı. Artık iş görüşmeleri dahi online olarak gerçekleşiyor. Şirketler işe alımlarda online mülakatlar yapıyorlar. Çifter birbirlerini online platformlarda tanıyorlar, eski dostlar ortak platformda buluşup, binlerce kilometre mesafeden birlikte film izliyorlar.
Diğer yandan, çocuklar artık sokaklarda oynamıyorlar. En son en zaman misket yuvarlayan çocuk gördünüz? Ya da saklambaç, yakan top oynayan çocuk kaldı mı? Fiziksel egzersiz yanı sıra, sosyalleşme açısından çocuklar için sokak oyunları çok yararlıdır. Oysa şu an, ekran başından kalkmayan, günde belki de 10 saat bilgisayar oyunu ile vakit geçiren çocuklarımız var.
Yaşam kaçıyor, zaman akıp gidiyor. Kontrolsüzce harcanan zamanın geri dönüşü yok. Gün içindeki aktivitelerimizi nasıl düzenlersek, geleceğe o şekilde yöneliyoruz. Gün içinde sosyalleşmek, spor yapmak, motivasyon ve meditasyon için hangi kişisel gelişim planlarımız var?
Kaliteli uyku eksikliği, tüm yetişkinlerin önemli bir sorunu durumunda. Peki, uyumadan hemen önce telefonunuzu kontrol ediyor musunuz? Veya bir mesaj gelirse diye, telefonunuzu yatağınızın yanına mı koyuyorsunuz? Gecenin bir yarısı banyoyu kullanmak için kalkarsanız, telefonunuzu kontrol eder misiniz? Ya da uyuyamadığın zaman? Ya da beklenenden biraz daha erken uyanırsanız? Eğer telefonunuzdaki bildirimleri kontrol etmediğinizde, içinizde bir endişe dalgası yayılıyor mu? Teknolojiye bağımlı olduğunuzu düşünmeyebilirsiniz, ancak burada verdiğimiz örnekler üzerine düşünmenizi isterim.
Çeşitli araştırmalar, teknoloji bağımlılığı olduğunda, aşağıdakiler gibi çeşitli zihinsel sağlık sorunlarına yol açabileceğini göstermektedir:
Teknoloji bağımlılığı azaltmaya yardımcı olacak ipuçlarını birlikte inceleyelim. Teknoloji bağımlısı ile iletişim kurma, çalışma, konsantre olma ve başkalarıyla etkileşim kurma biçiminizi bozacaktır. Tüm bu adımlar etkilendiği için, teknoloji bağımlılığı kişilerin yaşam performanslarını olumsuz etkilemektedir. Şu ipuçları yaşam dengenizi korumanız için size destek sağlayacaktır.
Gün içinde doğadan ve gerçek dünyadan uzak kalıyoruz. Bir ağaca dokunmadan haftalar, aylar geçiriyoruz. Toprağa basmadan, kuşların sesini duymadan geçiyor mevsimler. Oysa, yaşamı nasıl daha üretken şekilde güzelleştireceğimize odaklanmalıyız. Odaklanma sorunu, bu çağın problemidir. Bir çok farklı dış uyaran içinde, gerçek odak noktamızı şaşırıyoruz.
Teknoloji bağımlılığı sorunu çözümü için ilk adımı başarıyla tamamladınız. İlk adım, teknolojinin bizi nasıl esir aldığını fark ettiğimiz an gerçekleşti. Şimdi sırada diğer çözüm adımlarını uygulamak var.
Sağlık ve sevgiyle,
Dr. Bora Küçükyazıcı
Tıp Doktoru & Meditasyon Uzmanı
Meditasyon Nedir?